Türkiye’nin güneyini vuran depremlerin üzerinden 3 ayı aşkın zaman geçti. Yaraları sarmak çok zor; keza yıkım ve acı çok büyük. Bazı hayatlara dokunabiliyorsak ne mutlu bize. Depremlerin ardından Adıyaman’dan Mardin’e taşınıp Leap Natural ile tanışan 28 yaşındaki Ayşegül’ün hikâyesine bir göz atalım:
“Adım Ayşenur. 28 yaşındayım. 10 Şubat’ta deprem sebebiyle Adıyaman’dan Mardin’e taşındık. Aslında benim Mardin’le tanışıklığım daha eskiye dayanır. Çünkü liseden sonra Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde okudum. 2020’de mezun olduktan sonra Adıyaman’a dönüp evlendim ve 1 kızım oldu. Adıyaman’da bir mimarlık ofisi açtım ve mesleğimi yapmaya başladım.

Mardin’de mimarlık okumak benim için bir hayal gibiydi. Hatta depremin olduğu gece Mardin Ulu Cami’nin fotoğrafını görüp ekran görüntüsü almıştım. Eşime de “Keşke Mardin’e gitsek,” demiştim. Depreme dair detayları çok anlatmak istemiyorum. Ama deprem gecesindeki havanın karanlığını ve soğuğu unutamıyorum. 3 gün boyunca elektriğimiz yoktu. 60 kişi aynı evde kaldık. Bir sene boyunca bu şekilde yaşayacağımızı düşünüyorduk. Birkaç gün sonra bir şekilde hasarlı evime girip telefonumu aldım. Telefonu açtığımda Artuklu Üniversitesi’nin “Ayşenur’a ulaşamıyoruz,” diye yayın yaptığını görünce çok şaşırdım ve mutlu oldum. Hemen hocalarım ve arkadaşlarımla iletişime geçtim. Onların desteğiyle ailecek Mardin’e geldik. Sonrasında da 100’e yakın tanıdığımı Mardin’e getirdik.
Mardin’e ilk geldiğimde gördüklerimin, yaşadıklarımın etkisiyle “Ben bir ömür toparlanamam, düzelemem,” diye düşünüyordum… Bir gün Eski Mardin’de bir yemek etkinliği düzenleneceği söylendi. İşte Leap Kooperatifi’nin binasına ilk kez bu sebeple geldim. Kooperatifteki kadınların bizi ağırlamak için uğraşmaları ve bize karşı cana yakın tavırları beni çok etkiledi. Çekingen bir tavırla aralarına katılıp katılamayacağımı sordum. Verdikleri cevabı hiç unutamıyorum: “İstersen yarın hemen gelip başlayabilirsin,” dediler!
Leap Natural ile tanışma hikâyem bu şekilde… Ahşap baskıya ilgilenip ilgilenmeyeceğimi sordular. Rengârenk boyaları ve kumaşları görünce, “Tam benlik iş!” dedim. Ardından boya hazırlamayı, ahşap baskı yapmayı öğrenmeye başladım. Buradaki çalışma ortamı çok rahat. Bu sayede burada çalışan kadınları izledikçe özgüvenimi yeniden kazanmaya başladım. Tarihi bir konakta geleneksel bir zanaat öğrenmek, kadınlarla bir arada olmak bana terapi gibi geldi.


Son günlerde mutlu olmaya korktuğumu fark ediyorum. Kaybetme korkusu yaşıyorum. Aynı masada birlikte otururken bile sandalyeyi sevdiklerime yaklaştırıyorum, yakın olmak kaybetmemek istiyorum. Atölyedeki kadınlar beni hep rahatlatıyor; “Sen devam etmek istediğin müddetçe hep burada bizimle olabilirsin,” diyorlar. Şu an için geleceğim belirsiz. Belki Mardin’de Leap Natural’la devam edeceğim ya da Adıyaman’a dönüp orada kurulması planlanan kadın kooperatiflerine burada öğrendiklerimle destek olacağım. Son olarak tüm kadınlara, zor ve karanlık günlere rağmen cesur olmaları gerektiğini söylemek istiyorum…”
Ayşenur’s Story: “I Found a Safe Space in LEAP’s Atelier”
Three months ago, multiple earthquakes struck South and Southeast Turkiye. As time passed, the stories of affected communities and how the victims’ lives were impacted started to emerge. This is the story of 28 years old woman Ayşegül.
“My name is Ayşenur. I am 28 years old. We moved from Adıyaman to Mardin on February 10 following the earthquakes. I have been to Mardin previously; I studied at Mardin Artuklu University at the Faculty of Architecture. After graduating in 2020, I returned to Adıyaman, where I married and raised a daughter. I opened an architecture office in Adıyaman and started to work.

Studying architecture in Mardin was like a dream for me. On the night of the earthquake, I saw a photograph of Mardin Ulu Mosque and took a screenshot of it. I told my husband, “I wish we visited Mardin.” Then the earthquakes happen. I cannot forget the darkness and cold weather on the night of the earthquake. We had no electricity for three days and lived with 60 people temporarily in the same house. A few days later, I somehow got into my ruined house and found my phone. When I turned it on, I saw that Artuklu University was sharing posts that they couldn’t reach me. I immediately contacted my lecturers and friends. With their support, we moved to Mardin.
When I first came to Mardin, I felt desperate and sad. I attended a lunch event in the Old Town of Mardin, and this is how I visited the building of the Leap Cooperative for the first time. I was impressed by how the women hosted us and their friendly attitudes toward us. I timidly asked if I could join them, and I can never forget their answer: “You can join us and start tomorrow if you want,” they said.
This is how I met the Leap Natural team. They asked me if I would be interested in joining the block printing atelier. I was curious when I saw the colorful paints and fabrics. I joined the atelier and learned to prepare colors and block printing techniques. The environment in the atelier is very safe. Working with the women in the atelier helped me regain my self-confidence. Learning a traditional craft in a historical building and connecting daily with peer women felt like therapy.


I now realize that I’ve been afraid to be happy and scared of losing what makes me happy, like my family. The women in the atelier have been comforting me and provided me with a safe and nurturing environment. My future is uncertain now. Maybe I will continue with Leap Natural in Mardin or return to Adıyaman. Either way, I will support women’s cooperatives anywhere I am. Despite all the difficulties, we women must be brave and never lose hope.”